SAVAŞ VE BARIŞ
Sizce barış nedir? Peki savaş ve
aralarındaki fark. Aslında ikisi de birbirlerine benzer. İkisi de aynı şeyden doğar,
ikisini ayıran çok fark yoktur fakat ikisini ayıran farklar derin ve yaralayıcı
olurlar, ikisi de saydamdır. İçlerinde ne varsa ikisinin de dışlarında da öyledir.
Çünkü birbirlerine bağlılardır. Biri bittiğinde diğeri başlar, o bittiğinde
ise diğeri. Barış o kişi ya da toplulukla içinde sevgi, güven, mutluluk olması,
aralarında bağ olmasıdır. Ama bir gün o bağ koparsa aralarında sevgi, güven ve
mutluluk yerine öfke, kızgınlık,
güvensizlik, üzüntü ve arbede geriye kalır.
Bir gün biter savaş ama üzüntü ve pişmanlıkla boğulup gider savaşı
başlatanlar. Eğer bir yerde savaş varsa o topluluktaki her kes kötü etkilenir.
Geriye ise pişmanlık kalır. Siz birde ya biri kazanırsa diyorsunuzdur ama o da
onu özler azda olsa özler. Her şeyini gülüşünü, yardımlarını, bağırışını
hepsini ya da bir ülke ise onun ona yaptığı yardımlarını ve sonuçta herkes
üzülür. Barışta ise eğer o bağ kopmazsa aralarında her zaman sevgi olur.
Mesela
iki kardeş arasında bir bağ vardır. Bir gün biri onun oyuncağını alır. O, ona
kızar vurur diğer ise üzülür gider, vuran kardeş pişman olur, onu özler. Sonra
barışırlar ve gene mutlu olurlar. Lakin biz insanlar düşüncelerimiz ne kadar
iyi olursa olsun eğer bir savaşı başlatırsak kötüyüzdür. Biz insanlar ders
almayız, yaptıklarımızdan tekrarlarız. Kardeşinizle yıllardır aranız kötü, bir
savaş var aranızda ve ölüyorsunuz ve de pişmansınız. Son olarak onun yüzünü
görmek, ondan özür dilemek, pişman olduğunuzu söylemek ve son nefesinizde onla
barışmak istediğinizi söylemek istersiniz lakin bunu yapamazsınız, onun yüzünü
göremezsiniz, ondan özür dileyemezsiniz. Ama oda son bir kes sizin yüzünüzü
görmek ister, barışmak, özür dilemek ister ama oda başaramaz.
Bir ülke ile bir diğer ülke ve aralarında
savaş var. İkisi de kendisinin haklı olduğunu düşünür bazı ülkeler ama ikisinde
de suç vardır, ikisi de tam olarak haklı değildir. İnsanlar hiçbir zaman bir
yerde savaş varsa orada tek bir suçlu olmadığını unutmamalıdır. Ama demedim mi?
İnsanlar yaptıkları şeylerden ders almazlar. Bu nedenle böyle iyi sözler ve
şeyler hemen unutulup, umursanmıyor. İşte böyle olan devletlere çok kızıyorum!
Çünkü aralarında savaş var. Bu yüzden gencecik insanlar ve gencecik erkekler
savaşa gidiyor ve nerdeyse hepsi hayatını yitiriyor. Hepsi küçücük bir
tartışmadan doğmuş bir savaş. ‘’ SAVAŞ ’’ Demesi kolay ama nasıl bir katliam
yaşandığı aklınıza gelmiyor. Nasıl rahatça söyleyebiliyoruz. Oysa ucunda nasıl
bir arbede ve katliam yaşandığını biliyoruz. Peki, o gencecik erkeklerin savaşa
gönderenlerin NE HAKLARI var? O anneleri ağlatmaya... Ne? Hayır. Hiçbir hakları
yok. Peki, ne hakları var? Çocukları yetim ve öksüz bırakmaya. Ne hakları var.
Hayatlarının baharlarında olan erkekleri SAVAŞA götürmelerine, kızları
ağlatmaya, insanları yurdundan ve evlerinden alıkoymaya, iki gencin arasındaki
aşkı yok etmeye... Ne, ne hakları var? Nasıl gelip utanmadan konuşabiliyorlar
kürsüde? Utanmaları, gidip zindanlarda kalmaları, onların da savaşa o gençler
gibi gitmeleri lazım. Ama vicdansızlar!
İnsanların,
ülkelerin ve daha birçok şeyin aralarındaki bağ ilcilmiş olsa da, aralarında
savaş olmasından daha iyidir ve buna örnek olarak ta ‘’En kötü barış, en haklı
savaştan daha iyidir,’’ demiş Marcus Tullius Cicero.
Emek Selin SELÇUK
5/A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder