OZO ORMANINDAKİ CANAVAR
Bir yaz günü Mıstık ile Fıstık, Ozo
Orman'ında yürüyormuş. İki arkadaş gelen sesle irkilerek birden durmuş ve
karşılarındaki dev gibi canavardan korkarak, bir heykel gibi hareketsiz
kalmışlar.
Mıstık:
-Fıstık burdan sessizce kaçmalıyız,
çok sessiz ol.
Fıstık:
-Tamam Mıstık.
Tam o sırada Fıstık kuru bir dala
basar ve ''çatırt'' diye bir ses gelir. Canavar uyanır, ortamda bir süre çıt
çıkmaz. Kendine gelen canavar aniden üzerlerine doğru atılır. İki arkadaş avazı
çıktığı kadar bağırarak kaçmaya başlarlar.
Fıstık:
-Mıstık, Bilge Baykuş' a
gidelim. Orada halkla birlikte canavarı kapana kıstırabiliriz.
Mıstık:
-Çok yoruldum, fakat oraya
kadar koşabilirim.
Ama planları boşuna idi. Çünkü kente
geldiklerinde, canavar onları kovalamayı bırakmıştı. İkisi de hem çok şaşkın
hem de kurtuldukları için çok sevinçliydiler. Vakit kaybetmeden Bilge Baykuş' a
gittiler. Bilge Baykuş onlara canavarın sadece 8. şeker döneminde halk için
tehlikeli olduğunu söyledi.
Bilge Baykuş:
-Aslında canavar çok
dost canlısıdır ama 8. şeker döneminde şeker aramak için köye geldiğinde, halk onun
köye saldırdığını sanarak, karşılık vermiş. Bunun sonucunda canavar da halk
kendisine zarar vermek istediğini düşünerek daha saldırgan olmuş.
Bu durumu öğrenen Fıstık ile Mıstık,
canavarın mağarasına giderek, yanlarında getirdikleri şekeri ona verirler.
Süslü Sincap ve canavar birbirlerini çok severler ve birlikte yaşarlar. Canavar
o andan itibaren bir daha halkı tehdit etmez, barış içinde yaşarlar.
Mıstık ile Fıstık ise doğru şekilde
yaklaşıldığında canavarla bile arkadaş olunabileceğini öğrenir.
Naz Melek GÖKSU
5/B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder