21 Aralık 2016 Çarşamba


Ağlama

Ağlama,

Sil gözyaşlarını.

O güzel yüzün.

Karanlığa boğulmasın bir an.

Güzel gözlerinle bir yıldızdın adeta.

Ne oldu sonra?

Ağlama.

Mutluluktan geçmiyor mu bu tren?

Üzgünlük ve hüzün durağı mı var sadece?

Nasılsın iyi misin?

Sorma.


Ağlama.



                                                             İklim TETİK
                                                                    3-A
Oyuncakçı Dede’nin Dükkânı

Rengarenk boyalar,
Yapbozlar, oyuncaklarla
Donatır vitrini
Her çocuk kesin girer inceler.


Oyuncakçı Dede’nin dükkânı
Parti yeridir sanki.
Tüm oyunlar, kitaplar
Hepsi ondan sorulur.


Hem iyi hem de güzel.
Cıvıl cıvıl bir dükkan.
Çok güzel, ilgi çekici

Muhteşem bir dükkân.


                                                       İklim TETİK 
                                           3-A
Öğretmenim Sabahları


Öğretmenim sabahları,
Güzel gülümsemesiyle girer içeri.
Açar perdeyi yumuşak elleri ile,
Yoklama yapar o tatlı sesi ile

Öğretmenim sabahları,
Türkçe, Fen Bilimleri, İngilizce,
Hayat Bilgisi, Matematik
Yılmadan usanmadan, sabahtan akşama kadar
Çalışır, sırf bizim için oradadır.

Öğretmenim sabahları,
Yazar kara tahtaya
Sonra yazıyı “ Deftere yazın” der.
Ben öğretmenimi kırmadan
Hemencecik yazarım onları defterime.
                                              
                                                                               İklim TETİK
                                         Özel Oğuzhan Özkaya İlkokulu

                                                           3A Sınıfı 


                                Peri ve Küçük Kız
             Bir varmış bir yokmuş Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben dedemin beşiğini sağlarken köyün birinde küçük bir kız yaşarmış Bu kızı diğer insanlardan ayıran bir özelliği varmış bu özelliği ise perisi olmasıymış ne dilerse olurmuş.
             Bir gün köyü ele geçirmek isteyen bir adam varmış Bu adam her gün kötü planlar yaparmış bundan hoşlanmayan kız Dilek Perisi'ni çağırmış ve bu kötü adamı iyice çevirmesini istemiş ama adam o kadar kötüymüş ki sihirden etkilenmemiş. Bir gün adam yine kötülük yaparken küçük kızını görmüş onu uyarsa da onu dinlemez diye düşünüp birisine gitmiştir birisinin aklına çok güzel bir plan gelmiş ormandaki arkadaşlarına haber verip onları da anlatınca onlar da planı çok beğenmiş.
             Planı uygularken gece olmuş kötü adamı bulmuş. Adamı korkutup kaçırmışlar adam gitmiş. Peri sayesinde şehir Kurtulmuş Gökten 3 elma düşmüş biri anlatının biri dinleyenin Bir de yazarın başına düşmüş
                                              


                                                                                                                        Ece  Gemici



BULUT’UN YARDIMSEVERLİĞİ

   Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir köpek yaşarmış. Bu köpeğin adını Bulut koymuşlar. Bulut çok şanslı bir köpekmiş. Çünkü maması ve yuvası hep hazırda onu beklermiş. Bulut küçük bahçeli bir evde yaşıyormuş.

   Günlerden bir gün sokaktaki köpekleri görmüş. Onların nasıl beslendiğini, nerede uyuduklarını merak etmiş. Bir gün kendi yuvasından kaçıp onların yanına giderek merak ettiği birçok şeyi sormuş. Onların çöpteki yemekleri yediğini ve sokakta yattığını duyunca çok üzülmüş. Bu yüzden hemen kendi yuvasına giderek yeni konulan mamasını onlara götürmüş. Sonra yuvasının içine konulan battaniyesini çıkartıp arkadaşlarına götürmüş. Bundan sonra sokakta yaşayan köpeklerin bazıları karınlarını doyurmuşlar ve ısınmışlar.


    Böylece Bulut mutlu olmuş. Böyle zor zamanlarda yardım edilmesi gerektiğini öğrenmiş. Bunun yanında da yardımlaşmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlamış.                                                                                                                                                               HELİN BAKIRCI


                                      KÜÇÜK  PERİLER

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir palyaço varmış. Bu palyaço periler ülkesinden gelmiş. Palyaço  çocukları çok ama çok severmiş. Dünya’ya geldiğinde çocuklara renk renk balonlar dağıtmaya başlamış. Fakat çocukların balonları hemen patlıyormuş. Bu rengarenk balonların içinden renkli kanatlı küçük periler çıkıyormuş. Bu periler iyi kalpliymiş. Periler ülkesinde bir siyah balon varmış. Bu balonun içinde hiç kimseyi sevmeyen, kötü kalpli kıskanç bir peri yaşarmış.
Gel zaman, git zaman palyaçonun balonları azalmış. Periler ülkesine gitmiş ve siyah balonu almış. Siyah balonun içindeki peri çocukların kötü kalpli olmasını istiyormuş. Küçük bir kız bu balonu almış. Kötü kalpli peri balondan çıkmış ve küçük kızın bütün kötülüğüyle kalbine yerleşmiş.
Küçük kızın kalbindeki bu periyi bir tek Sevgi Perisi çıkarabilirmiş. Sevgi Perisi,  Periler Ülkesi’nde yaşarmış. Küçük kız Periler Ülkesi’ne giderse sevgi perisiyle görüşebilirmiş. Arkadaşlarının iyilik perileri onu oraya götürebilirmiş ama kötü kalpli peri küçük kızın kalbine girdiğinden beri kimseyle arası iyi değilmiş. 
Küçük kız palyaçonun dünyadaki evine gitmiş. Ondan bir balon daha istemiş. Palyaço kıza turuncu bir balon vermiş. Balonun içinden bir peri çıkmış, Peri büyük bir kuşa dönüşmüş. Küçük kızı sırtına alarak periler ülkesine götürmüş.  Periler ülkesi balonlarla doluymuş. Turuncu peri ve küçük kız pembe büyük ve parlak bir balonun içine girmişler.
İçeride onları pembe, büyük bir peri karşılamış. Bu Sevgi Perisi’nin ta kendisiymiş. Sevgi Perisi Kötü Peri’yi birçok kez uyarmasına rağmen kötü peri hala bu huyundan vazgeçmemiş.  Onu bu kez dikenli sarmaşık hapishanesine yollamış.  En sonunda Sevgi Perisi ona unutamayacağı bir ders vermiş.
Küçük kız, Turuncu Peri ile beraber Dünya’ya geri dönmüş. Gökten üç elma düşmüş. Biri küçük kızın, biri Sevgi Perisi’nin diğeri de bu masalı okuyanın başına.

         


                                                                                                                        IRMAK SARI

23 Kasım 2016 Çarşamba

EY CUMHURİYET!

Cumhuriyet dinle sesimi,
Ezelden beri var şehitlerin sesi.
Unutmadık öğütlerini,
Nesillere aktardık dediklerini.

Sözümdür sana öğrenmek,
Bildiklerimi aktarabilmek.
Dinle ki sesimi
Duy ne dediğimi.


Aydınlık yarınlar için tek çözümü,
Atam söylemiştir bir ömür.
Dinle sende onu bir ömür,
Senin de olsun cumhuriyete bir sözün.

Nazlı TİMURDAŞ
CUMHURİYET

Cumhuıriyet kuruldu 29 Ekim'de,
Şanlı bayrağımız dalgalandı göklerde
Tüm dünya öğrendi Türk'ün yenilmez gücünü,
Özgürlük artık bizim, yaşasın Cumhuriyet!

Her yıl kutlayalım coşkuyla,
Hep ileri koşalım,
Bu güzel emaneti
Hep beraber yaşatalım.

Cumhuriyeti sevelim,
Ona sahip çıkalım.
Atamızın izinde,
Yürüyelim milletçe.

Simge GÜRSES
CUMHURİYET


Ne emek verildi sana,
Döktük onca kan,
Hepsi şehit kanı,
Hepsi vatan için.

Kadınlar mermi taşıdı,
Çocuklar pabuçsuz kaldı,
Adamlar savaştı,
Herkes senin için yaptı.

Atatürk çalıştı,
Sarıldı bayrağına,
Bırakmadı,
Meydan okudu dünyaya.

Çalıştı,
Ne emekler harcadı,
Çalıştı uykusuz,
Senin için yaptı.

Dökülen kanları aldık.
Hepsini gönlümüze yazdık,
Kan gölü olan her yeri,
Işığa boğmaya başladık.

Kazandık seni,
Onca çile ardından,
Kutluyoruz seni,
Her 29 Ekim'de.


Nur Balca UĞUR
CUMHURİYET

İlkelere uymaya,
Vatanımı korumaya,
Atatürk'ün yolunda olmaya
Söz verdim Cumhuriyet'e

Kültürümüze sahip çıkmaya,
İlim yolunda yürümeye,
Bayrağımızı göklerde dalgalandırmaya
Söz verdim Cumhuriyet'e.

Düşmanı uğratmayacağıma,
Vatan için çalışacağıma,
Söz verdim Atam'a 
Emanetini koruyacağıma.


Helin BAKIRCI

CUMHURİYETE SÖZ VERDİM

Cumhuriyet'e söz verdim.
Hiçbir zaman başımı eğmeyeceğim.
Ben Türk çocuğuyum,
Cumhuriyetten vazgeçmeyeceğim.

Tüm Türkiye tek nefes
Cumhuriyeti vermeyeeceğiz.
Atatürk'ün izinden 
Hep beraber yürüyeceğiz.

Kayra KEŞOĞLU

CUMHURİYETE SÖZ VERDİM
Ben on yaşında bir çocuğum
Okulumda, evimde
Cumhuriyet ile büyüdüm.
Atatürk ilkeleriyle yürüdüm.


Daha henüz küçükken
Cumhuriyet Bayramı'na giderdik.
Elimde Türk Bayrağı ile
Sevinçle coşar, gülerdik.


Bu bayram, Cumhuriyet bizim.
El ele, kol kola
Herkes kalksın ayağa
Güçlenelim daha da.

Haydi hep beraber
Ay yıldızlı bayrağımızı balkonlara asalım.
Dalgalansın evlerde, caddelerde.
Gülsün yüzler, bitsin acı ve keder.


Bu son sözümdür diyorum
Anneme, babaama teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet'e sahip çıkacağıma
Herkesin önünde söz veriyorum.
Ne mutlu Türk'üm diyene!


Aslı DERYAL
                                                               TUHAF BİR GÜN


Erken uyandığım bir sabahtı. Yatağın içinde yattığım yerden düşünüyordum. Bugün yapacağımı planlamaya çalışıyordum. En az yarım saat orada kalmışımdır. Alarmın çalmasıyla yataktan kalkmaya karar verdim . Bu gün Türkçe dersi  vardı . Sevda öğretmenle ders işeyeceğim için çok mutluydum .
Okula gittiğimde herkes sıradaydı . Türkçe dersi kaynadığı için üzüldüm . Üstelik parti vardı . Bir “Of” çektim . Hemen aradan sıyrılıp sınıfa çıktım. Sınıfta en yakın arkadaşım Necdet ağlıyordu . Hemen yanına gittim:
-Ne oldu?  
-Boş ver.  
Sonradan fark ettim gözü mosmordu. Belli ki kavga etmiş.
-Kavga mı ettin? 
-Sana ne.
Bugün nedense Necdet bana ters davranıyordu. Bir anda döküldü.
-Bugün okula gelirken biri benden para istedi ben vermeyince de yumruk attı ve kaçtı.
-Bir dakika! dedim ve hemen hemşireyi çağırdım. Hemşire Necdet’i görünce şaşırdı. Hemşirenin odasına gittik. Hemşire buz ararken Necdet’e sessizce sordum:
-Kim yumruk attı?
-Bilmiyorum yüzünü göremedim.
                Eve gidince Necdet’e mesaj attım: ”Yarın saat 12:21 de parkta buluşalım.”. Sabahleyin yine erken kalktım bu olanları düşündüm. Aklıma bir şeyler geldi Necdet’le buluştuğumuzda o adam yine para istedi bu sefer bana vurdu ama Necdet de ona vurdu. Adam bir anda yere yığıldı. İkimiz de birbirimize baktık. Benim fikrim adamın üstüne atlamaktı ama bu da olur dedim. Adamı sürükleyerek karakola götürdük. Adam meğer seri katilmiş. Bu nedenle bize cesaret madalyası verdiler.

                                                                                                                                    ÖMER ILGAZ ÖZ
YAĞMUR ORMANLARI
      

Erken uyandığım bir sabahtı. Yatağın içinde yattığım yerden düşünüyordum. Bugün yapacaklarımı planlamaya çalıştım. Bilgisayarımı açıp işimi halletmeye çalıştım. İşimi hallettiğimde dışarı çıkayım dedim. Marketten alışveriş yaptım. Eve geldiğimde saat 18:30’du. Televizyonu açtım ve en sevdiğim programı izledim. İş yerimden mesaj geldi: İşe gelin. İş yerine gittim, kimse yoktu.
         Her yer karanlıktı içimden kandırıldığım geçti. Karşımda bir adam vardı. O kimdi hiç bilmiyorum. Adama yaklaştığımda adam kaybolmuştu. Ama o adamın içine mutsuzluk vardı çünkü bu işi sevmiyordu. İş yerinden çıktı. Artık mühendis değil bir arkeolog olmak istiyordu ve oldu. İlk keşfedeceği yer Yağmur Ormanları'ydı. Uçakla Yağmur Ormanları'na giderken uçak bozulup yağmur ormanlarına çakılıverdi. Tek o arkeolog adam kurtulmuştu. Etrafı keşfedeyim derken kayboldu. Önünden birkaç tane goril geçti. Bir tane goril arkeolog adamı gördü. O goril, arkeoloğa zarar vermedi. Arkeolog adam gorile Sezar adını koydu. Goril de arkeolog adama Mert adını koydu. Mert ile Sezar’ın çok iyi dostlukları oldu. Yıllar yıllar geçti. Mert yaşlılıktan öldü ve Sezar'a ölmeden önce “Sezar sen benim dünyadaki en iyi arkadaşımsın” dedi.


         Sezar üzülmüştü. Ama Sezar biliyordu ki Mert Sezar’ı görüyordu ve Sezar'ı çok seviyordu. 


                                                                                  Atakan Yalın AK


21 Kasım 2016 Pazartesi

                                                     OLAYLAR KARIŞTI




   Erken uyandığım bir sabahtı.Yatağıniçinde,yattığım yerden düşünüyorum.Bugün yapacaklarımı planlamaya çalıştım.O anda annem seslendi.Annemin kalktığını fark ettim ve aşağıya indim o arada babamın horlama seslerini duydum.Anneme kahvaltı için yardım ettim.Sonra oturma odasına gidip koltuğa oturdum.Kendimce bir plan yapıyordum tam o zaman kapı çaldı.Meraklı bir şekilde kalkıp pencereden baktım.Komşumuz Nuri'ye nine gelmişti ve kocası Ton Ton Bey lakaplı Abdurrahman Dede gelmişti.Sonra yukarı çıktım üstümü giyinip bahçeye doğru yol aldım.

    Dışarısı Eski Molar, kutuplar gibi soğuktu ve bir de ne göreyim? Bahçede milyonlarca kuzu ve keçi vardı ve kötü durumdalardı. İçeri hızla gidip anneme haber verdim.Hemen bahçıvanı aradı.

 Bahçıvan Murat Bey:

_Alo,merhaba Sinem Hanım.

 Annem:

_Murat Bey hemen gelmeniz lazım,bizim bahçe çok kötü durumda.Ne zamana ayarlayabiliriz ?

 Bahçıvan Murat Bey:

_En yakın yarın

Annem:

_Olamaz,bahçe koku ve gübre içinde,çocuğum dışarıya çıkamıyor.Köpekler kötü durumda ,onlara birşey olacak diye korkuyorum!

Bahçıvan Murat Bey:

­_Oğlumu hemen gönderiyorum.

Annem:

_Ücreti sonra konuşuruz.

Bahçıvan Murat Bey;

_Tamam Sinem Hanım.İyi günler,dedi ve kapattı.

  Murat Bey'in oğlu Emre ağabey geldi. Bahçeyi düzeltmişti.Annem Emre ağabeyle konuştu.O sırada bir ses duydum.Umursamadan odama gittim.Evin içinde bir adam vardı.Korktum ve annemi aradım.

­Ben:

_Anne evin içinde bir adam var.

Annem:

_Tamam kızım sakin ol!Ben hemen polisi arıyorum.

Ben:

_Tamam anne sen dikkat et!Emre ağabey gitti mi?

Annem

_Tamam kuzum dikkat ederim. Emre agabey gitti.

  Annem telefonu kapattı ve adam yukarı çıkmaya başladı.

Adam:

_Tak, Tak, Tak

  Korktum ve odama saklandım.Adam ilk benim odama girdi.Çocuk odası olduğu için ve sigortalar benim odamdaydı.

  Bir de ne göreyim!Adam bizim komşumuz. Meğer sigortalar atmış.Onların evlerinin elektriği bize bağlı olduğu için sigortalara bakmaya gelmiş.Telefonla annemi aradım.Adamın bizim komşumuz olduğununu haberini verdim.Annem de daha polisi aramamış elinde bir kaç sopa ile geliyordu.Olup biteni anlattım. Annem sopaları bir kenara bıraktı,evin içine geldi. Adama bir şeyler ikram edip evine gönderdik.



                                                                                                               Meriç ŞİMŞEK 


4 Haziran 2016 Cumartesi

SÜPER GÜÇLERİM

                       Herkes bir süper gücü olsun ister.Ama bunlar sadece çizgi filmlerde ya da bazı sihirbazlarda illüzyon olarak görülür.
                      Ben ışınlanmak , zihin okumak, çok hızlı olmak ve uçmak isterdim.Kısacası, görünmezlik dışında hepsini isterdim.Ama bana zaten insana teknolojinin bir parçası olan görünmezlik demiri takılabilir.Yani biz istersek görünmez olabiliriz.Ama tabi Batman vs ,Süperman savaşı ya da Marvel Yenilmezler savaşının ortasında kalmazsak.İleriki yıllarda tabi ki ışınlanma denilen o korkunç yaşam gelecek aklınıza.Çünkü; o insanlar resmen insan değil ve ruh gibi ortalıkta dolaşıp insanları korkutuyorlar.
                      Kısacası , süper güçler hem tehlikeli hem eğlenceli. O yüzden annenizden izin alıp evin her yerinde uçmak serbest.


  Eren BAYAT 4/B

BEN BİR SÜPER KAHRAMAN OLSAYDIM
Ben bir süper kahraman olsaydım uçmak, hızlı koşmak, yükseğe zıplamak, bir yerlere elimle tırmanabilmek, kötü insanları iyiye dönüştürmek ve büyü yapabilme güçlerim olsun isterdim.
Bunların hepsinin nedenleri şunlar:
Uçmak: Çünkü her şeye tepeden bakıyorsun.Hızlı koşmak: Çok eğlenceli bir şey. Yükseğe zıplamak: Çünkü içim kıpır kıpır oluyor. Bir yerlere elimle tırmanabilmek kolay geliyor.Kötü insanları iyiye dönüştürmek: Çünkü  bildiğiniz gibi ülkemizde çok fazla terör olduğu için.Büyü yapmak: Çünkü kendini gururlu hissediyorsun.
İşte benim isteklerim bunlar, ya sizinki?
4/B
Zafer Efe Özarıkman

23 Nisan 2016 Cumartesi

BÜLBÜL İLE TIRTIL

    Bir ağaçta,bülbül ile tırtıl yaşarmış.Sürekli birbirleriyle tatlı tatlı söyleşir,hiç yalnızlık çekmezlermiş.
    Günler böyle geçerken,tırtılın koza örme günü gelip çatmış. Bülbüle seslenerek:
___Bülbül kardeş,benim koza örme zamanım geldi.Kozanın içinde birkaç gün kalacağım.demiş.
Bülbül:
___Ne zaman döneceksin? Tekrar birlikte olabilecek miyiz?demiş.
Tırtıl gülümseyerek:
___Canım arkadaşım,ben seni hiç bırakır mıyım?Kozadan çıkar çıkmaz uçabileceğim.Birlikte göklerde dolaşabileceğiz.demiş.
     Bülbül,bu habere çok sevinmiş.Ancak,yalnız kalacağı için de biraz durgunlaşmış.
     Bülbül,arkadaşının koza örmesini büyük bir hayranlıkla izlemiş. Tırtıl kozanın içine girince,sıkıntılı günler başlamış.
     En yakın arkadaşı,sırdaşı ve dostunun olmayışı onu çok üzmüş.Sesi kısılmış,ötemez olmuş.Birkaç gün boyunca,canı yemek bile yemek istememiş. Kozanın başında günlerini geçirmiş.
     Nihayet,bekleyiş sona ermiş.Bülbül,tırtılın çıkışını saniye saniye ,izlemiş Arkadaşının,kelebek olarak çıkışı ona mucize gibi gelmiş.
     Tırtıla:

___Canım arkadaşım,dostsuz ve yalnız kalmak bana çok acı verdi. Bir daha hiç ayrılmayalım.Yalnızlık Allah’a mahsus.demiş.

                                            Zeynep Birsen KABAN
                                                                                   5/A