KIZIL MASKELİ KAHİN
‘’ Hayatımın en kurak ve verimsiz
döneminin bu yıl olacağına eminim.’’ dedim kendi kendime. Banyonun soğuk
havası içimi titretiyordu. Olabildiğince hızlı davranıp duş aldım. Bugün etrafa
derin bir sis çökmüştü. Haiti’ye gelmemin tek nedeni; yeni kişiler tanımak ve
sosyal çevremi genişletmek idi. Limbe’de bir kahve taciriyle tanışmıştım. Adı
Joseph’ti. Tabii ben Joseph’in başımı belaya sokacağını bilmiyordum. Hızlıca
giyinip arkadaşımın evine yollandım. Ancak eve geldiğimde Joseph’in iki kızgın
köylü ile tartıştıklarını duydum.
Tıknaz olan sinirle bir şeyler mırıldanıp :
‘’ Bunun bedelini ödeyeceksin Josephin ‘’
dedi.
‘’ Yahu bunu da nereden çıkardın?’’ diye karşılık verdi Joseph.
Uzun boylu olan Joseph’i bir
deveye bindirip dizginleri eline aldı.
Gelip gelmeyeceğini sordum :
-
Ben de gelebilir
miyim?
-
Peki. Ama çabuk
bineceksin. Yol çok uzun.
-
Nereye gidiyoruz?
Haiti Kreyolünde bir şeyler
mırıldandı. Josephin keyfi yerinde gibi görünüyordu. Arada bir bana kaçamak
bakışlar atıyordu. Nedense bilmem ama bana karşı bir oyun oynadığından
şüpheleniyordum.
Birkaç saat sonra küçük kervan
durdu. Crochou’ya varmıştık. Crochou çok ıssız çöl tarzında bir yerdi.
Etraftaki birkaç çalılıktan başka bir canlıya ratlanmıyordu. Tıknaz adam beni
kaba bir şekilde sarstı.
-
Kahinin huzuruna
çıkıyoruz!
Ben buraya nasıl gelmiştim, niçin
gelmiştim?
Adam sanki düşüncelerimi okur gibi
:
-
Dostun Josephin’in
rehberi karga, doğal olarak da burnu b...tan çıkmıyor.
-
Ne yaptı ki?
-
Kumarda kaybetti ve
borcunu ödemek istemiyor.
-
Borcu ne kadar?
-
20.000 Dolar kadar.
Yürümeye devam ettik. Adam beni
bir çalılığa götürdü. Orada kızıla çalan bir cübbe giymiş, maske takan bir adam
vardı. Vaazlar veriyor ve cemaatin fitilini ateşliyordu. Bu adam bir kahindi.
Ben derin düşüncelere dalmışken, çığlıklar bir bıçak gibi dikkatimi ikiye
böldü. Cemaat bir anda bağırmaya başlamıştı.
-
Josephin! Josephin!
Josephin!
Dostum ifadesi alınmak üzere tahta
bir sandalyeye oturtuldu. Tek bir şey söyledi :
-
Benim 20.000 Dolar
borcum yok! O kendi kumar hesabını bana yıktı.
Kahin başıyla onayladı:
-
Bu çok mantıklı
aslında, kanıtın nedir?
Bütün gözler bana döndüğünde,
bunun intikamının acı olacağına ant içmiştim bile.
Joseph konuşmaya başladı :
-
Çünkü kumarı oynayan
ben değil oydu.
İşte herşeyi o zaman farkettim.
Josephin kıyafetlerimin tıpatıp aynısını giymişti. Zaten benim gibi Fransızca
konuşuyordu ve benim gibi traş olmuştu.
Tıknaz adam karşı çıkacak iken
kahin bağırdı :
-
Sessizlik!
O sırada peşimden gelen celladın
belindeki tabancaya uzandım. Tabancayı kaldırdığım anda merminin gideceği
yerleri biliyordum. Tabanca sadece bu üç kişi için patladı :
Kahin, Josephin ve cellat için.
Herkes kaçışırken üç adam kanlar
içinde yerde yatıyordu.
İçimi üzücü bir burukluk kapladı.
Konuşma sırası bendeydi artık:
- Biraz daha sessizlik.
Volkan ÇERİ
5/A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder