1 Nisan 2016 Cuma

KIZIL MASKELİ KAHİN
‘’ Hayatımın en kurak ve verimsiz döneminin bu yıl olacağına eminim.’’ dedim kendi kendime. Banyonun soğuk havası içimi titretiyordu. Olabildiğince hızlı davranıp duş aldım. Bugün etrafa derin bir sis çökmüştü. Haiti’ye gelmemin tek nedeni; yeni kişiler tanımak ve sosyal çevremi genişletmek idi. Limbe’de bir kahve taciriyle tanışmıştım. Adı Joseph’ti. Tabii ben Joseph’in başımı belaya sokacağını bilmiyordum. Hızlıca giyinip arkadaşımın evine yollandım. Ancak eve geldiğimde Joseph’in iki kızgın köylü ile tartıştıklarını duydum.
 Tıknaz olan sinirle bir şeyler mırıldanıp :
 ‘’ Bunun bedelini ödeyeceksin Josephin ‘’ dedi.
‘’ Yahu bunu da  nereden çıkardın?’’ diye karşılık verdi Joseph.
Uzun boylu olan Joseph’i bir deveye bindirip dizginleri eline aldı.
Gelip gelmeyeceğini sordum :
-          Ben de gelebilir miyim?
-          Peki. Ama çabuk bineceksin. Yol çok uzun.
-          Nereye gidiyoruz?
Haiti Kreyolünde bir şeyler mırıldandı. Josephin keyfi yerinde gibi görünüyordu. Arada bir bana kaçamak bakışlar atıyordu. Nedense bilmem ama bana karşı bir oyun oynadığından şüpheleniyordum.
Birkaç saat sonra küçük kervan durdu. Crochou’ya varmıştık. Crochou çok ıssız çöl tarzında bir yerdi. Etraftaki birkaç çalılıktan başka bir canlıya ratlanmıyordu. Tıknaz adam beni kaba bir şekilde sarstı.
-          Kahinin huzuruna çıkıyoruz!
Ben buraya nasıl gelmiştim, niçin gelmiştim?
Adam sanki düşüncelerimi okur gibi :
-          Dostun Josephin’in rehberi karga, doğal olarak da burnu b...tan çıkmıyor.
-          Ne yaptı ki?
-          Kumarda kaybetti ve borcunu ödemek istemiyor.
-          Borcu ne kadar?
-          20.000 Dolar kadar.
Yürümeye devam ettik. Adam beni bir çalılığa götürdü. Orada kızıla çalan bir cübbe giymiş, maske takan bir adam vardı. Vaazlar veriyor ve cemaatin fitilini ateşliyordu. Bu adam bir kahindi. Ben derin düşüncelere dalmışken, çığlıklar bir bıçak gibi dikkatimi ikiye böldü. Cemaat bir anda bağırmaya başlamıştı.
-          Josephin! Josephin! Josephin!
Dostum ifadesi alınmak üzere tahta bir sandalyeye oturtuldu. Tek bir şey söyledi :
-          Benim 20.000 Dolar borcum yok! O kendi kumar hesabını bana yıktı.
Kahin başıyla onayladı:
-          Bu çok mantıklı aslında, kanıtın nedir?
Bütün gözler bana döndüğünde, bunun intikamının acı olacağına ant içmiştim bile.
Joseph konuşmaya başladı :
-          Çünkü kumarı oynayan ben değil oydu.
İşte herşeyi o zaman farkettim. Josephin kıyafetlerimin tıpatıp aynısını giymişti. Zaten benim gibi Fransızca konuşuyordu ve benim gibi traş olmuştu.

Tıknaz adam karşı çıkacak iken kahin bağırdı :
-          Sessizlik!
O sırada peşimden gelen celladın belindeki tabancaya uzandım. Tabancayı kaldırdığım anda merminin gideceği yerleri biliyordum. Tabanca sadece bu üç kişi için patladı :
Kahin, Josephin ve cellat için.
Herkes kaçışırken üç adam kanlar içinde yerde yatıyordu.
İçimi üzücü bir burukluk kapladı. Konuşma sırası bendeydi artık:
- Biraz daha sessizlik.

                                                                                 Volkan ÇERİ
                                                                                       5/A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder