26 Şubat 2018 Pazartesi

ÖZGÜRLÜĞÜN RENGİ
   Özgürlük, insanın kimsenin himayesi altında kalmadan istediğini yapabilmesidir. 
   Özgürlüğün de her şey gibi bir rengi vardır. Kime sorsanız özgürlüğün rengine farklı cevaplar verirler. Çünkü özgürlük sonsuz renklerdir. Bana sorarsanız, özgürlüğün rengi beyazdır. Bomboş bir sayfaya, sadece kendi düşüncelerinizle, düşündüğünüzü yazabilmek, çizebilmektir. Beyaz güvercinler gibi özgür olmaktır. Beyaz, doğadaki bütün renklerin karışımıdır. Aslında doğadaki bütün renkler özgürlüğü temsil eder. Kırmızı gibi şehitlerimizi andıran, turuncu gibi sonbaharı temsil eden, sarı gibi sımsıcak, yeşil gibi doğacı, mavi gibi saf, mor gibi neşeli, bütün renkleri bulabilirsiniz beyazda. Gökkuşağıdır beyaz. Saflığın ve özgürlüğün simgesidir. 
   İşte bu yüzden özgürlüğün rengi beyazdır. 
                                                 


                                                           Ece Gülgösteren 
                                                                 7. Sınıf

ULUSLARI  KURTARANLAR YALNIZ  VE  ANCAK  ÖĞRETMENLERDİR!

    Öğretmenlerimiz, bir sihirli kapıya açılan güzel birer anahtardır . Önümüzde bir kapı var ve bilgiye ulaşmak için öğretmenimizi dinleyelim ki kapı açılsın.
   Öğretmenlerimiz; bize bilgi aşılayan doktorlar, sevgi dağıtan melekler, bizi geliştiren anne –babalar gibidir.
  Öğretmenler, öğrencilere bilgiler verir. Öğrenciler bu bilgileri kullanarak geleceğin insanlarını, Türkiye’yi temsil eden insanlar olurlar. İyi bir öğretmen, iyi bir gelecek demektir. Buna göre iyi bir öğretmen geleceği değiştirebilir, geliştirebilir veya yönetebilir.
  Öğretmenler ulusun koruyucularıdır. Başöğretmen ATATÜRK’ ün sözü ile “Ulusları kurtaran yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” Öğretmenlerimizin kıymetini bilelim, onlara saygı gösterelim.


                                                                                                                  Irmak SARI 
6.sınıf

PADİŞAHIN KIZI

       Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben ninemin beşiğinde tıngır mıngır sallanırken padişahın bir kızı varmış.
     Çok güzelmiş. Bir de bir prens varmış. Adı Nusret imiş. Nusret, padişahın huzuruna çıkarak "Kızınızı seviyorum ve istiyorum,o da beni istiyor." demiş. Padişah, Nusret'e "Tamam ama sana beş  görev vereceğimm, o görevleri yerine getirirsen kızım senindir." demiş. Nusret  "Tamam, kabul ediyorum." demiş ve padişah "Çok uzaklarda, karların arasında bir çiçek var. Üstelik çok nadir yetişir. Onu al, bana getir." demiş. Nusret hemen atına binip uzaklara gitmiş. Ne görsün? Karların içindeki çiçeği bulmuş ve hemen atına geri binip padişahın sarayına gitmiş. Atından inip saraya girmiş ve padişaha çiçeği vermiş. Padişah "Aferin, bu görevi yerine getirdin. Geldik dördüncü göreve... Şimdi, büyük bir bahçede toplam 10.684.999 tane çim var .Bahçenin büyüklüğü 8400 metre kare ve o çimlerin arasında 5 lira var onu bul bana getir." demiş. Prens Nusret "Tamam getireceğim." demiş. Prens atına binip, o bahçeyi bulmuş. "Şimdi sıra parayı bulmakta." demiş. Prens Nusret, parayı bulmuş bulmasına ama bulmaya harcadığı vakit tam dokuz saat beş dakikaymış. Nusret atına atlayıp tekrar padişahın huzuruna çıkıp "Al işte, buldum." demiş. Padişah "Aferin şimdi sıra üçüncü görevde." demiş. Padişah bahçeye on dokuz tane tavuk salacağım. Onları topla ama kırk dakikan var." demiş. Prens hemen tavukları toplamış ve tam iki dakika kala tavukları getirmiş. Padişah yine aferin demiş. "Geldi sıra ikinci göreve.Bana beş bin tl bul getir ama on beş dakikan var." demiş. Prensin aklına çocukluğundan beri biriktirdiği paralar  gelmiş ve hemen eve gidip parayı alıp padişaha getirmiş. Padişah "Kaldı bir görev. Sen benim kızımı ne kadar çok seviyorsun? Açıkla." demiş. Prens "Çok seviyorum." demiş. "Tamam o zaman ben de kızımı verdim gitti." demiş. Prens Nusret ile prenses ata binip orman evine gitmişler. Prens attan iner inmez kapı kendiliğinden açılmış. Prenses "Bu ne?" demiş. Prens "Cin." demiş . Prenses "Cin mi? Hemen gidelim."  demiş. 
   Prens ve prenses hemen ata binip kaçıyorlarmış ama cinler ve hayaletler peşlerini bırakmıyorlarmış. Sonunda kurtulmayı başarmışlar. Saraya gidip mutlu mesut yaşamışlar. 


Ege KARAYEL


 EN YAKIN ARKADAŞIM 
   Dostluk nedir bilir misiniz ? Dostlar insana gerektiği zaman yoldaş , gerektiği zaman kardeş olur. İyi zamanında, kötü zamanında yanımızda olan bir kardeşliktir dostluk. Nasıl bir dostumun olmasını isterdim? Tabii ki yalan söylemeyen. Dürüst ve güvenilir olmasını isterdim. Dış görünüşünün asla benim için bir önemi yoktur. Ben böyle güzel özellikleri olan bir dost istiyordum zaten onu da buldum. Aradığımdan da iyi bir arkadaş hem de...
     Siz ne olursa olsun, asla arkadaşınızla kavga etmeyin, küsmeyin. Bu eylem  iki tarafı da üzecek olduğu için olabildiğince küsmekten ya da  kavga etmekten kaçının. Arkadaşınızı sevin, çünkü o sizin hem sırdaşınız hem yoldaşınız hem de kardeşinizdir. Dostlarımızın dış görünüşünün hiçbir önemi yoktur, önemli olan arkadaşınızın dış görünüşü değil içtenliği, iç güzelliğidir. Ben en yakın, en tatlı, en iyi , en sevecen arkadaşımı -arkadaşlarımı-  buldum. Ya siz ?


Ecem ALTINHAN
6.Sınıf