3 Ocak 2016 Pazar

KABA ÇOCUK
            

            Bir varmış bir yokmuş. Kaba bir çocuk varmış. O çocuk herkese çok kötü davranıyormuş. Bir gün kaba çocuğa herkes, ders vermeliyiz demişler. O çocuğu Kabalar Diyarı’na gönderip o çocuğa ders verelim demişler. Bu çok kolay olmayacakmış. Çünkü kaba çocuk çok güçlüymüş ama çok akıllı değilmiş. Gücüyle ve kabalığıyla herkes ondan çok korkarmış. Ama o kimseden korkmazmış ve hep kendini övermiş.
            Birisinin aklına bir fikir gelmiş. “Zaten çocuk çok akıllı değil ama biz ondan daha akıllıyız. O çocuğu bir oyunla kandırıp Kabalar Diyarı’na gönderebiliriz demiş.” Herkes ona bu nasıl olacak demiş. Çocuklardan biri hemen cevap vermiş. “Bir bilgi yarışması olacak ve biz o çocukla bir iddiaya gireceğiz. Yarışma da kibarlık yarışması olacak. Bizim için bu çok kolay bir şey ama kaba çocuk, kaba olduğu için yarışmayı biz kazanırız.” demiş. “Eğer yarışmayı biz kazanırsak onu Kabalar Diyarı’na göndereceğiz, kaybedersek bir yıl boyunca hizmet edeceğiz”, demiş. Herkes bunu kabul etmiş. Ama tek bir şey kalmış. Acaba kaba çocuk bunu onaylayacak mı? Öğrenmenin tek bir yolu varmış. Kaba çocuğa sormak… Kaba çocuğa sorduklarında kaba çocuk hemen bu fikri kabul etmiş ve yarışmaya girmişler. Kibarlık yarışmasına girdiklerinde çocuklar yarışmayı kazanmışlar. Kaba çocuğu Kabalar Diyarı’na göndermişler. Kaba çocuk yaptıklarından çok pişman olmuş ve herkesten özür dilemiş. Kaba çocuğu herkes affetmiş. Kaba çocuk bir daha başkalarına kötü davranmayacağına söz vermiş. Kaba çocuğu, Kabalar Diyarı’ndan alıp tekrar Dünya’ya getirmişler.

            Gerçekten de kaba çocuk dönüşmüş ve mutlu çocuk haline gelmiş. Mutlu çocuk artık arkadaşlarıyla çok iyi geçinip onları üzmüyormuş. Ne demişler: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”


                                              Berke DÖNER
                                                    5/C


                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder