11 Mart 2017 Cumartesi

ALİ'NİN ŞANSI 
          


                 Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken az gittim uzun gittim dere tepe düz gittim çayır çimen geçerek.Lale,sümbül biçerek soğuk sular içerek.Ayla ayla bir güz gittim birde dönüp ardıma baktım ki ne göreyim gide gide bir arpa boyu gitmemiştim. Natal,Matal,Martaval işte size buyurmadık bir masal...

                  Bir gün Ali gölün dibinde yürür iken birde ne görmüş gölün karşı tarafında parlayan bir cisim görmüş tabi Ali'de düşünmüş taşınmış ben bu parlayan cismi nasıl ele geçiririm demiş.Koşmuş koşmuş baya bir koşmuş sonunda evine gelmiş.Tabi Ali de anasız babasız dört kardeşi ile yaşarmış.Dört kardeşine o parlayan cismi abartarak abartarak anlatmış.Yarın olmuş ve koyulmuşlar yola gelmişler o parlayan cismin karşısına hepsi düşünmüşler taşınmışlar ve birinci çocuk MEHMET bir yol bulmuş yolu da şu olmuş gölün bütün etrafını dolaşalım demiş ve herkes ona kırk gün tanımışlar kırk MEHMET az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş bakmış bu böyle olmayacak demiş ve geri göle gelmiş.İkinci çocuk AHMET yüzerim demiş ve AHMET'E yarım saat vermişler ama gölün akıntısı çok şiddetli aktığı için AHMET korkmuş ve bu yol da işe yaramamış.

                  Üçüncü çocuk KAZIM ve dördüncü çocuk KAMİL bir yol bulamamışlar ve en son ALİ ağaç devirip karşıya geçelim demiş ve bu dediği yol işe yaramış ama o parlayan cisim bir metal parçası çıkmış ve kardeşler ALİ'YE küsüp gitmişler ama kardeşler gittikten sonra metal altına çevrilmiş bu işe şaşıran ALİ çok sevinmiş




                                                                                            DENİZ EFE TOPKAYA 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder